31 Ağustos 2009 Pazartesi

Türkiye'de içmimar olmak..yeni mezunlara ve adaylara..


Mesleğimiz olan iç mimarlık üç şekilde icra edilebiliyor.

Baba parasıyla şirket kurarak, babadan kalma düzeni devam ettirip patron olarak, veya en kötüsü de bir patron şirketinde çalışan olarak. Diğer 3. dünya ülkelerinde durum nasıl bilemiyorum ama Avrupalı, olduğunu iddia eden Türkiye'de çalışan olmak insanı dehşete düşürecek kadar zor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, tek bir ise vakıf olarak bir yere varmanıza izin verilmiyor. Patronlar KOMPLE ADAM adı altında her ise koşan köleler arıyorlar. Yani sadece proje çizerek, tasarım yaparak veya şantiyede durup uygulamayı takip ederek adam olamıyorsunuz. Her şeyi bilmeniz ve takip etmeniz bekleniyor. Bu durumda bir şirkette mimar olarak çalışmak istiyorsanız şunları yapabilmelisiniz.

1. Arabaya binip yollara düşeceksin, iş kovalayacaksın.

2. Proje bulup büroya getireceksin. Eğer müşterinin elinde çizilmiş bir proje yoksa (ki genelde vermek istemezler) gidip şantiyesinden ölçü alacaksın.

3. Büroya kapanıp aldığın röleveyi çizeceksin ve tasarım yapacaksın. (Tabii bu sırada telefonlara bakmak fax çekmek ve diğer ofis uygulamalarına da devam edeceksin.

4. Projeyi tamamlayıp istenilen tarihte (Genelde koca bir gökdeleni 1 haftada yetiştirmeniz istenir) bitireceksin.

5. Patrona gösterip ukalaca yorumlara ve aşağılamalara maruz kalacaksın. Sonuçta bu senin ASLİ GOREVİN tabii ki yapacaksın. Yok birde çizmeseydin.

6. Müşteriyle randevulaşıp takım elbiselerini giyip projeni sunacaksın. Beğenecekler veya birkaç değişiklik isteyecekler. Kaç paraya mal olur diye soracaklar. Cevap veremeyeceksin çünkü o kadar sürede projeyi hazırlaman bile mucizedir. Sanki pazardan domates alıyormuş edasıyla (Yani şöyle yaklaşık bir rakamda mı veremezsiniz)diyerek konuya ne kadar vakıf olduklarını göstermelerine şahit olacaksın. Tüm iyi niyetinle elinden gelen en uygun süreyi verip yinede (Bu kadar zorsa bizde yardımcı olalım) aşağılamasına maruz kalacaksın. Bu nokta çok kritiktir iste. Ya cinnet geçirip sunuş yaptığın diz ustu bilgisayarı adamın kafasına geçirirsin, yada mucize bir sabırla gülümseyip tarihi bir iki gün daha öne çekersin.

7. Savaşı yarı kazanmış yarı kaybetmiş bir şekilde büroya döneceksin. Patron bu kadar zaman ne yaptığını, neden geç kaldığını soracak. Ne ki yani alt tarafı bir resim sundun geldin. Hem e-mail ne güne duruyor. Gönderseydin baksalardı. Genelde e-mail ile resim gönderirseniz alçak müşteri bu resmi en az on beş şirkete gönderip şu meşhur yaklaşık rakam teklifi alır. Size de hiç dönmez. Yani müşteriyle yüz yüze görüşerek ve resimleri karizma tik bir şekilde diz ustu bilgisayarda sunarak ve adama resim bırakmayarak aslında iyi bir şey yapmışsınızdır. Ama bu daha farklı algılanır. Bütün gün boşa gitmiş bir resim için bir sürü yol parası vermişsinizdir. 50.000 dolarlık proje için 5 milyon lira yol parası çoktur. Şirket her an bu harcamalardan batabilir.

8. Yorgun bir biçimde eve döner bütün gece rüyanızda yaşananları bir daha yaşarsınız. Ertesi gün daha beterdir. Yaptığınız tasarımlar için atölyelerden teklif alacaksınızdır. Veya şirket bünyesinde atölyeler vardır. Sizin kaderinizi iki alternatifte değiştirmez. Fiyatların oluşması için detaylı uygulama projeleri çizilmesi gerekmektedir. Yaklaşık fiyat isteyen alçaklar aklınıza gelir. Bir küfür savurup çizmeye başlarsınız. Detay oluşturmakta tasarım yapmak gibi bir süreçtir ama patron ofisinize her yarım saatte bir girip ne NE ÇİZİYORSUN SEN ŞİMDİ diye sorar. Bu sorunun soruluş amacı farklıdır. Tabii ki ne çizdiğinizi biliyordur ama ne kadarda yavaş olduğunuzu ima etmek için bunu sorar. Ne o öyle bütün gün bilgisayar başında. Hem sen şu monitörü biraz ofisin içine doğru çevirsene neler yapıyorsun gelip geçerken bende göreyim.Fiyatlar oluşur. Üzerine kar eklenir. Patron sanki çok bir iş yapmış edasıyla teklifin altını imzalar. Peşinden de ekler, (Ya bu teklif çok geç kaldı alamayacağız biz bu işi)

9. Müşteri ofisinde sizi umursamaz bir biçimde hayatını sürdürmektedir. Randevu için aradığınızda hatırlamamış gibi yapar. Sonra (Aaah siz. Tabii bugün bekliyorum).

10. Özenle hazırladığınız teklif dosyası buruşturularak açılır, şöyle bir göz gezdirilip masanın en uzak köşesine koyulur. Sizinle göz göze geldiğinde,-Pahalısınız. Çok pahalı. Bizim bütçemiz bunu kaldırmaz. Biz küçük bir işletmeyiz. (Ama ilk görüşmede neler istediğini anlatırken böyle dememiştir. Onun binası içiyle dışıyla Avrupa’nın en güzel ofisi olmalıdır ).Bir şekilde şansınız yaver gider birazda pazarlamacı tarafınız güçlüyse işi alırsınız. Ofise döndüğünüzde taktir beklemeyin. Bu zaten sizin ASLİ GÖREVİNİZDİR. Hem alınan işin şantiyesinde de sizin duracağınızı unutmayın. Başka kim durabilir ki? Bu sizin projeniz.Ayda 1 milyar türk lirasına, 50.000 dolarlık işi başkasına almak.Bu söylediklerimi yaşamadığını söyleyen veya abarttığımı düşünen mimarlar varsa ya patrondur ya başka iş yapıyordur yada bu yaşananların doğal bir süreç olduğunu düşünecek kadar beyni yıkanmıştır. Çalışan olmak gerçekten çok zor.Hepinize kolay gelsin.

İç MimarCem AKYÜREK

( Timg forum dan alıntıdır... güzel bir grup kurdular..başarılılar.)
__________________

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder